Her yıl 3 Aralık Dünya Engelliler Günü geldiğinde, vitrinler süslenir, billboardlarda birkaç empati cümlesi belirir, kurumlar sosyal medya üzerinden “farkındayız” mesajı paylaşır. Ancak gerçekte “farkında olmak” ile “sorumluluk almak” arasında dağlar kadar fark var. Çünkü engelli bireylerin hayatını kolaylaştırmak için yapılması gerekenler sadece bir güne sığacak kadar basit değil.
Bugün ülkemizde milyonlarca engelli vatandaşımız var. Onların bir kısmı tekerlekli sandalyesiyle kaldırımda ilerleyemiyor, bir kısmı kamu binasına giremiyor, bir kısmı işe alınırken görünmez duvarlara çarpıyor, bir kısmı ise toplumun acıyan bakışlarının ağırlığını taşıyor. Engeli yaratan aslında fiziksel eksiklikler değil; asıl engel, toplum olarak oluşturduğumuz zihinsel ve mekânsal bariyerlerdir.
Kentlerimiz hâlâ erişilebilir değil. Rampası olmayan kaldırımlar, asansörü çalışmayan üst geçitler, görme engelliler için rehber yolların üzerinde duran motosikletler… Bunlar, bir gün değil, her gün hayatı zorlaştırıyor. Engelli birey iş aradığında, önce CV’sine değil, durumuna bakan işverenler… Sosyal hayata karışmak istediğinde, “ablacım yapamazsın”, “kardeşim zor olur” diyen iyi niyetli ama aslında incitici cümleler…
Devletin ve yerel yönetimlerin sorumlulukları var, evet. Ama toplumun da sorumluluğu var. Çünkü bu mesele sadece bir hak meselesi değil; aynı zamanda bir vicdan, adalet ve eşitlik meselesidir.
Engelli vatandaşlarımızın tek beklentisi “acıma” değil, “eşitlik”.
Tek istekleri “fark edilmek” değil, “hayata dahil edilmek”.
Talep ettikleri şey lütuf değil, insan olarak doğuştan sahip oldukları haklar.
Bir rampayı yapmak, bir asansörü çalışır durumda tutmak, bir istihdam kapısını açmak, bir otobüsü erişilebilir hale getirmek lüks değil; çağdaş bir toplum olmanın gereğidir.
Bugün engelli bireylerin sorunlarını konuşmak için doğru bir gün olabilir. Ama unutmayalım: Onların hayatı bir gün değil, her gün devam ediyor. Empatinin değeri de tam burada ortaya çıkıyor… Çünkü gerçek medeniyet, en zayıf halkasını ne kadar güçlendirdiğinle ölçülür.
Engelleri kaldıracak olan devlet politikaları kadar, bizim bakış açımız, bizim insanlığımız, bizim duyarlılığımızdır.
Ve sormalıyız kendimize: Engelli vatandaşlara gerçekten engel olan kim?
Kent ve Gündem Gündeme Dair Haberler Bu Sitede